dalgaların serpintisi — бры́зги волн
radyoaktif serpintiler — радиоакти́вные оса́дки
burası depremin serpintisine rasladt — здесь немно́го чу́вствовалось землетрясе́ние
◊
serpinti ye uğramak — потерпе́ть незначи́тельный убы́ток (уро́н)Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
serpinti — is. 1) Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm Ali Rıza nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu. S. F. Abasıyanık 2) Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti 3) mec. Bir şeyin etkisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sipkel — serpinti. irtişaş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çilenti — is. Hafif yağmur, serpinti … Çağatay Osmanlı Sözlük
sepelemek — nsz Kısa süreler içinde ve serpinti hâlinde yağmak, dökülmek, serpelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
REŞAŞ — (Reşâşe) Serpinti ve toz gibi ince yağmur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REŞŞ — Serpmek, püskürtmek. * Serpinti, serpintili yağmur, çisilti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RİŞAŞ(E) — Döküntü, serpinti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
